19 Haziran 2009 Cuma

Karşılaştırmalı edebiyat

İlk ikisi Nate Fisher rolündeki Asuman Krause'nin kardeşi Peter Krause.
Aradaki üçlü torpil geçtiğim Stephen Malkmus.
Son iki fotoğraf da ismi Türkiye'de "Ergen Aşk Acılarının, Pasaj Kızlarının, Favori Filmin Sorulduğu Anketlerin, Myspace Accountlarının Taçsız Kralı" şeklinde çevrilmiş Eternal Sunshine of the Spotless Mind'dan Jim Carrey. Herkesin bir dönem, birine karşı böyle acılı/yıkımlı aşk duymuş olması ve bunu ima etmek için bu filme zaafını reklam tabelasılaştırması midemi bulandırıyor. Tıpkı duygusal ve hassas olduğunu milletin gözüne sokmak için, üniversitede ne okumuş olursa olsun üstüne psikoloji masterı yapmak hayalinden bahseden kızlar gibi. Sanki o masterlarda anfiye bir giriyorsun, profesör Güzin abla. Çeşitli aşk acılarından, erkek dengesizliklerinden, kalp kırış derecelerinden bahsediyor, telefonlardan silmediğiniz ayrılık üstü metafor canavarı mesajları okuyor, yer yer ağlıyor, destekleşiyor ve kahve falı bakıyorsunuz. Bu hisli ablaları gerçekten bu işin okulunu bitirmiş, üstüne masterını yapmış Rana'ya havale ediyorum. Saçlarını başlarını yol bu yellozların Ranacığım. Ha eğildiğinde tanganın ipini burnumuza dayayan düşük bel pantolonlarla, göğüs pörtletmeli sütyenlerle, üstüne iki beden küçük "BADİ"lerle ağına düşürüp beden üzerinden fahişe aşklar yaşamak, ha "romantiğim, duygusalım, çok kırıldım, çok döküldüm, prensim olur musun?" çekip maneviyatta fahişe aşklar yaşamak. Ne farkı var, gençler?

Konuyu daha çok dağıtmadan;

Ben bu üç adamı, bu kılıklarıyla sürekli benzetiyor, benzetmeden duramıyorum. Üşenmedim paylaştım.

Yalnız yukarıdaki fotoğraflarda da gözlemlenebileceği üzere, dikkatimi çekti, Avrupa'da da alter gençler paso Bizimkiler'deki Kapıcı Cafer modasını benimsemişler (hafif kafa önde kambur duruşu da dahil). Yazar olanlarınız, çizer olanlarınız, kitlesi derin ablalar olanınız şunları deneyebilir. Alın size 2009 Sonbahar-Kış modası. "Oo, daha kışa çok var. Sen bize yazdan bahset." diyorsanız YALVARIYORUM parmakarası, parmaküstü terlikle/sandaletlerle şappi şappi gezmeyin. Kıllı, kocaman, hanzo ayaklarınızı seyretmektense, saçlarınızı "Pappi pappi pappi çulo" milli marşına ve Kadıköy-Pendik minibüs hattı şoför muavinliğine uygun şekilde, önünü yatırmalı arkasını dikmeli Nintendo antipatiği Sonic modelinde görmeyi bile yeğleriz.


20 milyondan kaç Bostancı vardı abla?

13 yorum:

RanaR dedi ki...

yolunmuş bil elmoşum! yastık doldurucam bu ibişlerin saçıynan, kılıynan da kilin dokuyacağım ılgıt ılgıt! :D

hevesli bardak dedi ki...

itörnıl sanşayna uzanan eller kırılsıncılardır bi de üstüne, kaç kere dayak yiyodum ben bu yüzden bilmezsin, bilemezsin. Dişi karakterin adının Clementine olması da türkiş alter ortamlarda katmerledi bence bu etkiyi.

"ağbi clementine yaaa hepimiz damaged olduk bu yüzden, kayıp nesil"

80ler çocukluk falan diye devam edicem ama bu sefer sen dövecen gachayım o yüzden.

ToTo dedi ki...

20 milyondan 2 tane...Pappi pappi pappi çulo dan ''çınatr altı'' lütfen...

Elmoş dedi ki...

Çok enteresan, gerçekten bu Klementin mevzusu sloganlaştı belli jenerasyon arasında. Birbirini hiç tanımayan, farklı şehirlerden/ortamlardan ikinci nesil arkadaşlarımdan işittim defalarca. Neden? Hiç anlayamadım. Klementine gelene kadar listede daha neler neler var, ama en şık bu duruyor herhalde.

Elmoş dedi ki...

Yahu bu kadar olmaz, daha bu hafta Çınaraltı'yla ilgili neler yazdım bir bloga yorum olarak. Nedir bu deli senkronizasyon?

hevesli bardak dedi ki...

Clementine'den ben çok korkardım, kanepenin arkasına saklanıp seyrederdim ama cool duruşuma zeval gelmesin diye adını bile anmıyorum, leş oldu leş.

Harbici neler neler var listede, ben bi tek ondan korkuyodum. Bi de Kayıp Dünyalar (Les Mondes Engloutis) diye bişey vardı ondan irkiliyodum hafif.

Travis dedi ki...

model edineyim:)

myloo dedi ki...

o tüm datalari satmak, tüm medyalari ve kültürleri emmek, her tecrübeye ben de ordaydim demek icin yasayan insanlardan (zihnimizde) bu filmi kurtarmak lazim bana kalirsa.
Misal, 1 sene sonra the fall takilsa o milletin agzina the fall gene harika kalacak aklimda. etiket eden utansin.

amma hasarlanmisiz hepimiz boylesi bir anda sosyal ve fiziki anlamda acilip sacilan dataseller genclikten.

dediklerine katilsam da bunlari eklemek gerek dedim.

Elmoş dedi ki...

Ben filme yönelik nir eleştiri yapmamışım, dikkatinizi çekerim.

Metin dedi ki...

sonic gormeye raziyiz diyorsun da butun istanbul sonic olmus, millet delirmis gibi saclari ayni kaliba sokmakta, dayanamadim ben fazla

Elmoş dedi ki...

Teknik olarak Stockholm'de yaşadığım için bana Sonic saçlar falan, inanır mısın, hiç koymuyor.

Metin dedi ki...

haklisin, fransizlar o konuda baya tekduzeler, saclari kazitmakla yetiniyor cogu, ondan pek alisik degilim. ama turk isi sonic yine de felaket bisi...

Metin dedi ki...

Heh, bu entry'i bulduguma sevindim. zira turk isi sonic konusuna Finansbank'tan igrenc katkilar var. Gozlerim aciyor hala.

http://www.bugununyatirimaraclari.com/

Gazetede de basmislar:
http://img269.imageshack.us/img269/3720/051109finansbankhrriyet.jpg