2 Haziran 2009 Salı

Bu


ağaçların fotoğraflarını çektim bir sürü. Hepsi çok etkileyici geldi. Aslında renkleri göreyim, belki suluboya yaparken açık-koyu renk yapraklara bakarım diye çekmiştim.
Stockholm södranın en hip caddelerinden birinde yürürken Oytun bir kilise gördü. "Yardıralım mı?" dedi. Yardırmak fiilini tam günlük hayattaki karşılığıyla anlayamıyorum, ben Türkiye'deyken çok kullanımda değildi galiba, kafamda oturtamamışım. Tolga Cumartesi-Pazarları mailde şarkı gönderip, açıklama olarak "yardır diskoyu" yazıyor mesela. Yardırdığımı tahmin ediyorum, yaklaşık anlamını "önce hüplet, sonra gümlet" falan gibi şeyettim.
6. sınıfta spor salonundayız bir gün. Hoca sınıfın basketbol takımından Oğuz'a bir hareket yaptırıyor. Herhalde beden dersleri sadece kızlardan voleybol, erkeklerden basketbol takımında olanlar için konuyor zaten. "Zihinsel yetenekleri yok, bari bir derste de onlar yetenekli hissetsin, güzel bir bilezik olsun kollarında" hesabı.
Neyse, Oğuz bu hareketi yaparken gözünün akına kadar kızardı bir güzel. Onur da öteden "noldu canım, kasıldın di mi?" diye gülüyordu. Kasılmak kelimesini o şekilde hiç düşünmemiştim, daha günlük dilimize dolanmamıştı. Sonradan eski sevgilinin de bulunduğu ortama girilirken mesela, kasılınır. Sonra bir yalanımız yakalanınca kasılınır. Ama o zaman bu kelimeyi kullanacak kadar kasılmamışız bile hayatta. Anlayamamıştım. Aynı onun gibi. Yakında alışırım bu fiile de.
Ne diyordum, Oytun'la kiliseyi yardırmak için yaldır yaldır tırmandık. Kilisenin şahane bir bahçesi, şahane bir mezarlığı, yatmalık çimleri vardı. Polenler uçuşuyor, etraf rüya gibi, güpgüzel. Uzandık şöyle bir. Ertesi gün yine gittim oralara. Bu sefer yere sereceğim örtüme çantadaki tonbalıklı sandviçin sosu bulaşmış. Hafif ama. Uzandık. Yattığım yerden ağaç çektim.
Bunu da buraya koyayım, aklımda kalsın. Çünkü çok gurur duydum bu güzellikle. Fotoğrafını çektim diye, ben yaratmışımcasına.

2 yorum:

hevesli bardak dedi ki...

- burcucum çok güzel çıkmışsın
- saol cnm o senin güzelliin :d
- eee çekene de bakmak lazım

bop dedi ki...

ben şu anlamda kullanıyorum. yardırmak: hedefi saptırmadan,dolambaçlı yollara girmeden direk hedefeki yere doğru hızlıca ve kararlı bir şekilde yol almak. direkt olarak gitmek.