Cumartesi İsveç'in National Day kutlamaları vardı. Tam aynı güne Danimarka-İsveç maçı denk gelmiş. İsveçliler çifte bayram etmek istiyor tabii. Serde Danimarka'ya güdülen hırs, kıskançlık ve içlenmeler var. Sokakta bir kalabalığın yanından geçiyoruz, baktım beyaz kırmızı herkeş. Danimarka'nın formasıymış. Bir an Türk gününe denk geldim diye irkilmiştim oysa ki.
Kırmızı beyaz forma görünce Danimarka olduğunu unutup bir an içindeki Türk'ü salmak, "yürüeaa be koçuaam" demek istedin, değil mi?
Danimarkalıları biraz tanıyalım mı? Adamlar İsveç'e maç izlemeye gelmişler, İsveç'in İstiklal Caddesi'nde bağıra bağıra Danca tezahüratlar yapıyorlar, İsveçlilerin anasına avradına sövüyorlar. Enteresan. Hemen tüm Türklüğümüzü kullanıp "Yunanlılar bizim İstiklal Caddesi'nde böyle etseler kafa koparanuslar gelir de önce hüpletip sonra gümletirlerdi ağbeaaa, medeniyete bak" diye fitne fücür konuştuk. Sonra baktık Danimarkalılar İsveçlileri kendi ülkelerinde hayvan gibi taciz ediyor, içmişler ayıcasına. Her Danimarkalının başında bir polis neredeyse. Arıza çıkmasın diye. Hemen karaktersizlikten ortamdaki en kararlı atom olan Danimarkalılara özendik ve onların tarafını tuttuk ve İsveç'te yaşadığımız her saçma şeyin faturasını İsveç'e kestik ve maçta innşşşaaallah İsveç yenilsin ve o alı al, moru mor yüz ifadesini görelim diye heves ettik.
Yeterince ortalığın içine ettikten sonra maç alanlarına doğru gitti Danimarkalılar. Sarhoşlarını polis topladı sokaktan. Geriye binbir şişeleri kaldı. Biz de o sırada tekrar eski ruh halimiz olan Fahri İsveçliliğimize döndük. "Dur boş şişeli yolların da fotoğrafını çekeyim, iki fotoğrafı ardarda koyarım" dememe kalmadı yanımıza 5 kız 1 erkekten oluşmuş bir angut grubu geldi. Kızların 'İşletme okuyan Burcu' tiplerinden anladım ki bunlar Türk. Hemen sesimizi kestik ve bu hayvanları doğalarında incelemeye başladık. Aralarındaki "kızla gezen, erkek dostu olmayan, kızlara dost ayağı çekip sonra ilk fırsatta yavşayan Tankut" tipli herif, büyük bir laf edecekmişcesine heyecanlı şekilde kızlara dönüp şişe yığınını göstererek "AHAHAHA, ağbeaa bunun da fotoğrafını çekelim! TÜRKLERE HEP ÖYLE YAPIYORLAR YA! BÖYLE ÇEKİP ÇEKİP SONRA REZİL ETMEYE ÇALIŞIYORLAR YA! Biz de onlarınkini çekeriz, İŞTE İSVEÇ'İN ÖBÜR YÜZÜ DİYE KOYARIZ!" şeklinde zevk salyaları saçarak buyurdu. Yanındaki iki Burcu da yanyana çöplerin arasında poz verdi. İşte, ikinci fotoğrafta en sağda duran Burcu da, o iki Burcu'dan, hatta gruptaki beş Burcu'dan biriydi.
Şimdi birisi gelip "benim adım Burcu/benim sevgilimin adı Burcu/benim en yakın şeyimin şeyi Burcu, niye öyle diyorsun, ÇOK İYİ BİR İNSAN" bıdıbıdısı ederse şu entrynin altına o zaman onun poposunu keser, eline veririm. Bunu da bilsin. Benim 27 senenin sonunda edindiğim bir takım önyargıları ve sabit fikirleri bir yorumunla mı düzelteceksin, ULAN? BANA NE SENİN HAYAT AĞACINDAN?
Ne diyordum,
Sonuçta Danimarka yendi, İsveç bir kere daha kaybetti. Ama çok sevinmedik. Hem İsveç'e çeşitli yan sebeplerden hırslanışımız bir kaç saat geride kalmıştı, hem de ben çoktan kendimi Youtube'da eski sevdiğim şarkıların videolarını arama çılgınlığıma kaptırmıştım. Aynı gün bir arabanın arkasında görüp çektiğim Chow Chow stickerinı da ekliyorum. Fotoğraflarımı yüklediğim deviantart accountumda yazdığım descriptionla beraber.
"Bir insan arabasının arka camına neden chow chow stickerı yapıştırır, bilemem. Ama "Chow chow, chow chow, chow chow, chow chow" sözlerinin surekli tekrarlandığı bir şarkıyı da, benim dışımda, kimse yazmamıştı. Bu arkadaşa gönülden saygı duyuyorum. Bir sebebi olsa gerek. "Baby on board" gerzekliklerinden çok daha akıllıca bir gerzeklik. "
4 yorum:
Eheheh işletme okuyan Burcu, Burcularımız, her şeyimiz...
chow chow sarkisini stüdyoda söylemek ve calmak istiyorum. telif hakki problemi yasar miyim? studyoda basi verir misin azcik? bascim yok.
chow chow chow chow chow chow chow chow (es) - chow chow chow chow chow chow chow chow (es) - chowchowchow chowchowchowchowchow (kafa sertçe sağa doğru çevirilir).
keşke edebiyat parçalamasan bazen sıkıcı oluyor , ama yazılarını severek okudum
Yorum Gönder