Vaktinde Kapalıçarşı'nın, Kuyumcular Mahallesi/Sitesi'nin, Kadıköy'de Altıyol'a varana kadar süregiden Gelinlikçiler'le yarışan tüm altıncıların altın rezervini boynunda taşıyan bir eleman vardı A Takımı'nda. Savaş Ay henüz takımın hepsini indirip, isim hakkını lüpletmemişti. İşte o Mr T. ite dönmüş, para için Ziya Kürküt gibi telemarket reklamlarında abartı mimiklerle her biri dünyayı kurtaracak icatmışcasına lanse edilen kıytırık mallar satarak ekmeğini kazanıyor artık. Altınlar nerde, bilmiyorum. Belki o zor günlerde ekmeğine katık edip yedi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Bu dizide ki herkesin bende emeği vardır:)
Önce ekipten başlayalım:
Murduck:Krem renkli chino üstüne pilot hahve tonlarında eski deri ceketi bende hala etkisini sürdürür.Özellikle ribanalı ceket olayının(ceketin lastikli esnek kısımları olan kol ve belde ki esnek parca)bende ki öncüsüdür.Her daim taktığı üst kısmı yüksek trucker sapkası da ayrı bir detaydır.Deliliğine girmeyeceğim.
Face(man):Face in Corvette i diye yıllarca oyuncagının pesinden kostuk.Corvet'i bize sevdiren Face'in Los angeles ,Beverly hills arasında ki sosyetik tenis ve golf kluplerinde bu arabayla boy göstermesiydi.Koluna taktıgı kızlar o zaman cok ilgimizi cekmezdi.Sacını ise sagdan bölüp ayırması hala uyguladıgım bir detaydır.
Albay Haniball S.Hep merak etmişimdir GEORGE PEPPARD neden bir Cary Grant ya da James Stewart seviyesini gelmesi beklenemese bile Ronald Regan' ın bile bir sürü filim çektiği bir sektörde Tiffany den sonra tutunamadıgını(bir kac kovboy filmi dışında).Bu yüzden hep biraz hüzünle bakmışımdır albaya.Halbu ki NY'li genc ve yakışıklı bir office adamı rolünden sonra daha bir çok romantik komedilerde oynayabilirdi1960 larda.1994 yılında bir gazete köşesinde öldüğünü okuyunca gercekten üzülmüştüm.
Mr.T :Popüler bir tipti ama ben bu dizide daha cok slinky kareleri loop ladıgımdan cok fazla örnek almamısım.Ama Blue Jean posterini verdiginde duvarımızı aylarca süslemisti(büyük boy):)
MEKANLAR:
Bana Amerika'yı sokak sokak tanıtan birgün gidersem yabancı kalmayacagım 2 dizi vardır.1.The Streets of San Francisco 2.The A Team.
1.dizide 1970 lerin S.Francisco'suna sokak sokak;balık halinden tepelere ,barların ve gay club ların yogunlastıgı mahallelere,Chinatown'a kadar her kareye tanık olup öğrenmiştim.O günden beri tek favori USA sehridir benim için S.F.
A Takımı ise Amerika'nın sosyetik sehirlerinde ki yasamı palmiyeler altında kare kare bana ögretmişti.Su an Califoniya lı beyaz saclı bir milyarder çift saat 10:30 da ne yapar,hangi kulupte golf oynayıp yemek yer bilirim.(ne işe yarar bilmiyorum ama bizi uçuran sarkılara fon ararken Ask Gemisi dizisi gibi bana ilham verir)
Elmira yine gazı verdin...Sağolasın.
Bana bu yorumu yazan ellerinden öpüyorum.
Introsu çok hastaydı bunun, fonda bi savaş uğultusu
"In 1972 a crack commando unit was sent to prison by a military court for a crime they didn't commit. These men promptly escaped from a maximum security stockade to the Los Angeles underground. Today, still wanted by the government, they survive as soldiers of fortune. If you have a problem, if no one else can help, and if you can find them, maybe you can hire the A-Team."
ve ardından tkrararak tkarararak diye ateş etmece eşliğinde aksiyona doyuyoruz. Yine olsa yine seyrederim...
Blogunda random takılıyorum ama kusura bakmayasın.
Ne demek, bilassa ilgiyle izliyorum yorumlarınızı. Neden daha önce yazmamışsın bak, şimdi birikmiş. Ev ödevi gibi son gecede mi yazıyorsun veyahut hoca sınıfın öbür ucundan kontrole başladığında. Yazıdan bile belli olur öylesi. Koca koca, aceleci, yer dolsun, sayfa zengin dursun diye. Veyahut sıraarkadaşı "aynısını yazma" dedi diye, o stresle. Cevaplar "evet/hayır" kısalığında. Oh.
Son film Mr.T dışında bence seyirlik güzel bir film olmuş. Kısmi nostalji için izlenebilir.
Yorum Gönder