Elinde naylon poşetle gezen adamlar vardır ya hani. Tabi söz meclisten dışarı da, onu hatırladım.
Fotoğrafları yerleştirirken sürekli yerleri kaydı. Bu da eskilerden bir Ken bebek kutusu.
Fotoğrafları yerleştirirken sürekli yerleri kaydı. Bu da eskilerden bir Ken bebek kutusu.
Kutusunu koymuşlar ıdı, gerçeğini göremedik.
Bu fotoğraflardaki tüm emekçi hayvan kardeşlerimi saygıyla kucaklıyorum. Emeğe saygı, arkadaş.
Pirates of the Garibian. Dilenci oyuncağı yapılır mı, ULAN! Sapasağlamsın, çalışıp kazansana.
Şimdi siz bu fotoğrafta ne görünüyor anlamadınız di mi? Palyaçolar da ağlar.
Haaa, evet, çok havalı bazı minyatür ortam düzenlemelerinden bir örnek.
Üstüne basıverin de büyüsün. Yoksa bir şey anlaşılmıyor be annem.
İşte. Ben de çok sevdim.
Obeze bağlamadan birkaç on sene önce mikiyle, şimdiki şımarık tiki. Tiki Maus. Haftasonu caddedeyiz, ağğğbeaa.
Yine çekiç/orak temalı, zanaatkara değeri yansıtan bir takım işçi partisi temalı oyuncaklar.
Yordunuz beni yıllar.
Bir küçük ayı. Kendi kendine takılıyor.
Bu kuzuyu inanılmaz sevdim. Lütfen bu konuda anlaşalım. Sevdim, çok sevdim. /Tanıdım aşkın en saf halini.
Kuru, sulu karıştırıp içiyorum, Oh Oh. Ayıcık Cemil'e bağlamışken. Vallahi içmiyorum Sevim.
Hepsi laboratuvarda değil, kimi arkadaşlarımız da pavyonlardan ekmeklerini çıkarıyor.
Kimisi sirklerde.
Fotoğrafa da hayranım, bu arkadaşın yarı dumanlı kafayla konsere çıkmasını da en az sizin kadar tasvip etmiyorum.
Acı dolu yıllar. Olsa gerek.
La Toya Jackson mısın ablacım?
Bu normal.
Bu fotoğrafı Rana'ya ayrıca göndereyim dedim. Gözlükler, dönemin kalemimtrak etekleri, mayoları, terazisi, Breakfast at Tiffany's model sigara filtresi, tepsi içinde boş bir tabak ve dökülmüş portakal suyu dolu bardağı. Topuklu ayakkabılar. Regli olunca karna konan sıcak su torbası ve bir takım kadınlığı simgeleyen şeyler.
Eski Barbie kutusu. Arşiv amaçlı. Sizin ilginizi çekmese de Tolga hatrına.
Terazi manyaklığım. Kırmızısı da Nordiska başlığım altında duruyor. Adalet, terazi falan diye espiri yapayım mı? ŞAKA.
Bugün Oyuncak Müzesi'ne gittik. Her şey çok güzeldi. Ama Lego kısmı çok küçüktü ve Mc Donald's oyuncaklarının hemen yan rafındaydı. Algımızı folloşlatıp, bizi Lego'dan soğutmaya mı çalıştılar, bilmiyorum. At gibi zevkten kişneye kişneye vitrinlere baktım. Oradan oraya zıpladım. Sonra da eve döndük. Bu fotoğrafları yüklemek de bir saatimi aldı. Yeter bıktım, bir an önce bakın da geçsin. Üstlerine tıklayın, vitamini kaçmasın. Bümbüyük de görün, ben onları öyle gördüm de beğendim.
1 yorum:
ooh may gudnıs!!
vauuuv hatta!!!
Yorum Gönder