5 Şubat 2009 Perşembe

Adaletin bu mu dünya?

Radikal'de dün gördüm şöyle bir model: kim beşyüzbin kron ister?
Kim istemez. Lüpür lüpür nasıl yerim, anlatamam.
O arkadaş da Tayland'da çocuk fahişelerle bu paraları meze edip yemek için uçup gitmiş nitekim.

"Paranın Göteborg Belediyesi tarafından, belediyeden alacağı olan bir kişinin hesabı yerine söz konusu gencin hesabına yanlışlıkla yatırıldığı sonradan anlaşıldı. Belediyenin yılbaşından bir hafta önce yatırdığı paranın yanlış adrese gittiği, geçen ay yapılan kontrolde ortaya çıkarken, “yanlış hesap”taki para da bulunamadı. Yapılan araştırmada hesabın sahibi 25 yaşındaki gencin Tayland’a tatile gittiği belirlendi. Tayland’dan henüz dönmeyen genç hakkında dava açıldı. Polis, zanlının izini sürüyor. "

Bir sabah kalksam Handelsbanken para otomatına gitsem, beş-altı sıfırlı meblağlarla karşılaşsam. Dolce vita olacak.
Şurada bir gün başımıza geleni anlatayım. Biz de İsveç'te paraları hibe ediyorduk az kalsın var ya.
Tilly, ben, bir de Esen'di galiba. Östermalm'de yürüyoruz, Saturnus diye bir French cafeye gideceğiz. Giderayak bir para çekeyim dedim. Ama yanlış hatırlamıyorsam Stockholm'de de ilk aylarımdaydım. ATM'le alışverişim çok geç başladı, biliyorsunuz. Annem bana epeyce bir nakit bırakmıştı, bankada hesap daha açtırmamıştım, vesaire. Neyseciğime, sen git oradan bin kron çekmeye niyet et. Sonra ekranda yazan yazıyı yanlış anlayıp "çalışmıyormuş bu makine, tüh" deyip uzaklaş. Meğersem parayı vermek üzereymiş. Ben uzaklaşırken paracıklarımı bir teyze arkamdan getiriyor seslene seslene.
İşte öyle. Kader kısmet bu işler.

Hiç yorum yok: