daha çok okunuyormuş. Buraya fotoğraf koydukça yoğun ilgiyle karşılaşıyorum.
Yeni bir şeyler yazdım, yazıyorum. Devamı gelecek, seri üretime geçmeme şu kadar kaldı.Metronun sütununa yaslanmış yaşlı adamın dergisi anlık rüzgarımla kıpırdanıp, canlanıyor. Köşeyi döndüğümde, aynı yöne yürüyenlerin geçici ordusuna katılıyorum. Uygun adım yanından geçip gidiyoruz; yere düşmüş insanların, önlerindeki kartonlara mazeretlerini yazıp dilenenlerin, kucaklarına serdikleri haritalara bakan turistlerin, birbirine havlamayan köpeklerin ve ağlamayan, adam ciddiyetinde çocukların.
İlk yol ayrımda merdivenlerden aşağı inenler ve çıkanlar şeklinde ikiye bölünüyoruz. Dışarı çıkan birliğin komutanı ben. Çıkış kapısının önünde bekleyenler, emirlerimi yerine getirmek üzere birilerine kavuşuyor; sağ eller, sevgilinin sol eliyle birleşiyor, dudaklar birbirlerine kenetleniyor. Sıcak nefesler atkıların arkasında uçuk beyaz bir buhara dönüşüyor.
Çabasız, kendiliğinden, rahat varoluşlarını iştahla yutuyorum, kibarca yudumluyorum. Kirpiklerimin objektif kapağı olduğu bir fotoğraf makinasında, anlık görüntülerini donduruyorum. Hayali bir deftere not ediyorum. Bildiğim her yöntemle kayıt altına alıyorum.
Başım, uçan bir balon gibi; düşüncelerin ipiyle bağlanmış vücuduma. Savruldukça savruluyor binbir ayrıntının orta yerinde. Kendimden geçiyorum. Bir gün daha geçiyor.
1 yorum:
"Kirpiklerimin objektif kapağı olduğu bir fotoğraf makinasında, anlık görüntülerini donduruyorum."
sweeett
Yorum Gönder