24 Haziran 2011 Cuma

Birkaç gecedir şöyle bir şey oluyor; gözlerimi kapıyorum, tam uykuya dalacakken kendimi uyandırıyorum. Ama bir sor, ne diyerek uyandırıyorum: "Birazdan uykuya dalacak gibiyim hakikaten." "Birazdan uykuya dalacak gibiyim" mi? Daha manyakça bir şey olabilir mi? Yat, uyu, deli misin, neyin analizini yapıyorsun? Kafa var ya bu kafa, nöbetçi eczane gibi çalışıyor. Gecenin köründe gelen bu müşterinin derdi pahalı bir antibiyotik falan alsa hadi neyse de, alacağı en ucuzundan tentürdiyotla gazlı bez.


Bir de dün bunun katmerlisi, kendimi uyandırıyorum rüyadan. "Uyuyoruz ama biz o an uyuduğumuzu hissetmiyoruz ki, neye yarayacak? Şimdi yatacağım da, kimbilir kaç saat sonra uyanacağım." Ee? O tatlı uykudan, o ayağımın altını ürperten, burnumun ucunu kaşındıran nefis uykudan bir kaşık yemeden hepsi çöpe. Yenisini yapacak malzeme de kalmadı mutfakta, o yüzden leş gibi bir uykusuzluğa merhaba. Uykuya yatmaya yakın kelimelerin açma kapama düğmesini kapalı konuma getirebilsek oysa, bak gör şöyle tasa kalıyor mu. Yatarayak mor üçgenler, sarı kareler, kırmızı daireler falan düşünsek, kimse gece gece yataktan kalkıp sigara içmez, ben söyleyeyim. İçtiğimden değil. Ama fikren güzel. Gece gece tek başına yakılan sigaranın sohbeti olmaz yoksa. O sigaradan bir halt olmaz.

Hiç yorum yok: