"That ideas should freely spread from one to another over the globe, for the moral and mutual instruction of man, and improvement of his condition, seems to have been peculiarly and benevolently designed by nature, when she made them, like fire, expansible over all space, without lessening their density in any point, and like the air in which we breathe, move, and have our physical being, incapable of confinement or exclusive appropriation. Inventions then cannot, in nature, be a subject of property. Society may give an exclusive right to the profits arising from them, as an encouragement to men to pursue ideas which may produce utility, but this may or may not be done, according to the will and convenience of the society, without claim or complaint from anybody. "
Thomas Jefferson, 1813
O köprünün altından çok sular geçti be ağbiyciym. Ama fikir güzel, hakkını vermek gerek. Bak biz imporotorlukken YuEs nelerle iştigal ediyormuş. Sonra yeni nesil gençlik alter olmak için YuEs'e bok atıyor. Holivuda bok atıyor. Ne ayıp. Süpergüç halbuki. Bu arada süper kelimesi bir ülkeyi bu kadar güzel mi tarif eder arkadaş! Bir: Süper, iki: Mersi. 90'larda bu iki kelimeyle yatıp kalkmadık mı? O zaman daha internet ve SMS kısaltmaları çok uzaklardaydı. Ve daha Youtube videolarının altına a.q'lu yorumlar konmuyordu. Açık açık küfretmeye bile üşeniyor adam, onun da kısayolunu bulmuş. Söylemiş miydim; Türkiye bir shortcut cennetidir. Bilgisayarda programın aslı yoksa bile çalışmayan shortcut üretiriz biz. Yaşasın shortcut cumhuriyeti.
Neyse, ne diyorduk, süper. Şimdilerde süper kelimesini hiç kullanmadığımıza ve nasıl sakil durduğuna bakalım. Bakıp geçtik. Şimdi başka konu:
Burger King burada bir reklam kampanyası yapmış, okulda. Ben reklam diye buna derim. Foturaf makinam yok diye çekemiyorum, fakat okuldaki tüm çöpler ve çöplerin bir metre kadar yakınları tıkabasa Burger King kağıt poşetleriyle dolu. Her tarafta boş poşetler. İçlerine baktım, hayrola okulda Burger King takeaway partisi mi yaşandı diye. Bir de gördüm ki meğersem içlerine ağırlık olsun diye eski dergi falan koymuşlar. Bir de bu kağıt poşetlerden bir tanesinin içinde bile hamburger kağıdı, patates kızartması tanesi veya kabı veya kullanılmış ketçaplı peçete falan yok. Tertemizler.
Bu şahane reklam kampanyası için tebrik ediyorum. Kafam da dağıldı şimdi. Tekrar makalemin başına oturuyorum. Armutlu Loka'mı içiyor, dudaklarımı kremliyor ve ilgim her dağıldığında tuvalete gidiyorum. Oturduğum yerde fairtrade çay bardakları minik bir dağ oluşturuyor, çişten tsunamiler yaşıyorum.
Dışarda su birikintilerinin her biri dondu. Ufak buz göletleri arasından yürüyoruz. Yerdeki son yapraklar incecik buzla kaplı, dokunsan bin parçaya kırılıyorlar. Onun dışında hava kar topluyor. Ben de kütüphanenin değişik bölgelerinden ekonomi kitapları topluyorum. Tezin index'ini çıkardım, literatürü tasnif ederken görüyorum ki bir tek konuda inanilmaz yoğunlaşmışım, hep farkında olmadan o konuyu araştırıyorum. İşte, öyle.
2 yorum:
ahaha :)
canım belirtmeden geçemiycem, sanırım marlboro o reklam kafasını yaşatıyor abd'de...
bir gece helikopterlerle her yere burusturulup atilmis marlboro (kırmızı'ydı sanırım) paketleri atiliyor. Sabah uyanan ahali her yerde bu bitmis paketleri görüyor ve bakkaldan marlboro istiyorlar ve kampanya cok basarili oluyor vs...
gerilla kampanyasi mi deniyor ne?
bu konuyu arastiriip guzel bir yazi yazmanin vakti gelmis. galibalarla, sanirimlarla konusuyorum burda. ayib...
Lütfen araştır, yaz, okut, öğret ve nihayet, yurda yarar bir insan et. :) Hakikaten diyorum, dalga geçmiyorum beybe. Koment yağmurunda şemsiyesiz kalmışım.
Yorum Gönder