Ceylan'a, şarkıcı/türkücü olarak değil de, Swarovski taşla kaplı bir obje olarak saygım çok büyük. Hiç unutmam; bir gün magazin programlarından biri şakacıktan evini basıvermişti de, Swarovski taş kaplı mobilyalarını görmüştük. Tabii, özellikle belirtmeye gerek bile yok, "Swarovski" derken aslında markanın yıpranması söz konusu, jenerikleşmesi sendromu diyeyim; hiçbiri Swarovski falan değildi o taşların, ne de üstüne yapıştırdıklarının. Hepsi, bildiğin payet. Yanlarında kostümlerin üstüne dikilebilmesi için delikler falan. Ama önemli olan niyettir, niyet. Ceylan parıl parıl parlamanın derdinde, markası farketmiyor. Madem bir star olarak parlayamıyor müzik dünyasında, o zaman "parlamak" fiilinin en doğrudan ve nisbeten niteliksiz ilk anlamıyla yetiniyor.
Daha ekstrem şeyler yapsın istiyorum Ceylan. En son köpeği Fifito'yu taşlarla kaplamaya meyletmişti mesela, sonra haber alamadım. Kimbilir, şimdi Türkiye'de pek moda Ugg botlardan kendine battaniye diktiriyor veya belki duş perdesi?
Fifito'nun en sevdiği şarkı Sezen Aksu'dan "Zor yıllar".
Bu fotoğrafın adı "Bir başka Swarovski bağımlısı ve saçak aşığı olarak Cher" veya "Fifito'nun muhtemel ve pek acı sonu"
Bana öyle geliyor ki, Ceylan'ın bu güdük, çocuksu gösteriş anlayışının en orta yerinde, Küçük Ceylan sıfatını komik vatkalar gibi omuzlarında taşıdığı yıllar var. Büyük Ceylan'ın aynaya baktığında tek gördüğünün Küçük Ceylan olduğuna ve dolayısıyla aslında burnuyla, dudaklarıyla, saç rengi ve kesimiyle değil, onunla hesaplaşıp durduğuna zerre şüphem yok. Ciğersöken türküler okurken Snoopyli sweatshirt giymenin güldürürken düşündüren çelişkisi veyahut seksenlerde yüksek dozda maruz kalınan perma ilacının beyne nüfuzuyla da alakası olabilir, bilemiyorum.
Bu arada yazı boyunca "Fifito" yukarı, "Fifito" aşağı hitap ettiğim köpeğin gerçek adı en yaman gerzekleri bile dize getirir bilindiklikte: "Aşkım". Ceylan yine kendinden bekleneni yapıyor ve sevenlerini de sevmeyenlerini de şaşırtmıyor. Sağ olsun.
4 yorum:
İlk fotoğrafı Bülent Ersoy zannettim. Gerçek bir Bülent Abla şişmesi yaşıyor Ceylan.
Peki ya Cher'e ne diyorsun? Kendisi Bülent Ersoy'dan ayrı ve fakat yeterince ayırdedici bir siklette yarışmamıza katılıyor.
Cher'e bugüne kadar bir şey diyebilmiş değilim. Allah onu başımızdan eksik etmesin.
kendisine ah yazık demekten başka bişey bulamıyorum nihayetinde svaroski lanetine uğramış, aynı zamanda implant bağımlısı olmuş bu yahşi teyzemize gözlerden uzak piknik yapmasını diliyorum.tamam tamam köpeği de gelebilir.
Yorum Gönder