İnsanlar ölüyor, Facebook hesapları öylece duruyor. Arkadaşları, fotoğrafları, yorumları, videoları, sanki yaşıyorlarmış gibi yılışık bir düzen. Takım elbise giymek gereken zamanda, parmak arası terlikle ayaklarını masa üstüne koymak gibi. O ucuz komedi filmindeki, adam ölmesine rağmen plajda gözüne gözlük takıp, yaşıyormuşcasına hareket ettirmeleri gibi. Ne yapsın ölenin yakınları şimdi, bir telaşla laptop'ına atılıp bilmedikleri bir şifreyi bulmaya çalışarak hesabı kapatmakla mı uğraşacaklar? Ölüm ilanını Facebook'a mı faks çekecekler? Neyse, dur hele. Bahar geldi, bizi ilgilendirmez. Bahar gelince hiçbir şey bizi ilgilendirmez. Bahar gelince, oluruna bırakılır. Hiç sevinmek için fırsat kollamıyoruz, biraz da ondan yiyelim. Hep üzülmekle, hep kendine zulmetmekle ömür geçmez. Geçer, aslında. Öyle bir geçer ki. Ama geçti diye de üzülür bu sefer insan. Yani "ömür geçmedi" diye üzülmese de, kara geçmez. Hep üzülecek şey var be Atam. Bari bir sıraya koysaydık da, hepsine aynı anda üzülmek için koşturmasaydık. Bir kolaylık, bir taksit olsaydı dertlerde. Ekstre gelseydi sonraki ay. Gözün her bir yaşının hesabı, kalan borç, bakiye.
İkinci bir emre kadar ciddiyetten izindeyiz, yatmalardayız, tatildeyiz.
7 yorum:
bu konu üzerinde ben de bazen düşüncelerdeyim.
benim de aklıma geldi geçende. eskiden insanların az elbisesi az fotografı vardı. onlar öldüklerinde aile görüp tribe girmesin diye ortadan kaldırılırmış hemen.
geçen onu düşündüm saçmasapan, ben şimdi kaybolsam bi sürü hesabım falan var nette
benim arkadaşım öldürüldü.. şu gay bar sahibi engin temel var ya işte o... benim güzel lise arkadaşım öldürüldü ve facebook hesabı duruyor. ara sıra girip bakıyorum sanki o varmış gibi.. ölmemiş, yaşıyor, beni görüyormuş gibi... ölümün ne kadar zamansız geldiğini gösteriyor bana o profil. ve ne zaman gelirse gelsin hala yarım kalan bi şeylerin olacağının en büyük delili..
Başın sağ olsun.
Ünlüler Twitter'da (nüfus cüzdan sureti göndererek mi artık, nasılsa) kim olduklarını verify ettiriyor ya, benzer bir uygulama Facebook ölümleri için de gerçekleştirilmeli bana kalırsa. O ara durumu, "yaşıyor gibi ama yaşamıyor" statüsünü sevmiyorum. Acı geliyor.
Aklıma gelir ara ara bu mevzu. Şimdilerde dünyada daha çok izimiz kalmaya başladı. Ama öyle uhrevi bir iz bırakmak kavramından söz etmiyorum. Dünyadaki karbon izimiz gibi bi şey. Kolay kaybolmuyor varlığımız-ki bu doğaya aykırı. Çürüyüp, yok olmalıydık. belki bir elbise, bir çift ayakkabı sevdiklerimize. Hepsi bu... Şimdi allah gecinden versin canım anneme bi şey olsa, kimin eli varır onun facebook account'unu kapatmaya? İç sıkıntısı, ruh daralması bu kadar saçmak varlığımızı sağa sola.
elmacım en kısa zamanda Radikal'de filan bir köşe sahibi olduğunu görmek istiyorum. Valla ayçaşen, kaan sezyum zerzevatlarından eksiğin yok fazlan var. Valla bak makara yapmıyorum, yorum yazmak için hesap bile açtım şurda :)
sevgiler
Çok teşekkür ederim, mesajını görünce çok sevindim.
Yazarlık mevzusunu ben de çok isterim. Ananemden sonra iç yavaşlatma eylemine girdim, hala grevdeyim. Şimdilik bloga yazabileyim de hele, o bile kafi.
Benden de sana sevgiler, güzel kadın.
Yorum Gönder