Sadeleştirilmiş özet: Okan Bayülgen, Serdar Ortaç'a programında arkadan arkaya laf sokuyor. Programın konuğu, yakın zamanda Serdar'dan bir şarkı almış Yeşim Salkım, en azından bu ticaretin hatrına laf sokuşlara geri laf sokuyor. Okan Bayülgen "vuaaa-şakşakşak"larla kesilecek şekilde goygoyunu sürdürüyor. Yeşim Salkım tüm çirkefliğini bu kez doğru yönde kullanarak üzerine gidiyor. Ama tabii Okan'ın çiftliği olduğundan, bu durum fazla sürmemiş olsa gerek. Ve daha önemlisi, sonuç: Bu evde kablolunun aldığı tüm Türk kanalları bulunmalı ve bu tip şerrefsizlikler doğrudan tespit edilmeli.
Hepimiz, neredeyse-entellektüel üniversite gençliği, bir standardı göze almalıyız. Ne standardı, Okan Bayülgen'in standardı. Neye güleceğiz Okan Bayülgen, sen söyle. Pop olana güleceğiz, pop olanla dalga geçeceğiz. Sabbahlara kadar süren programına sen Banu Alkan çıkacaksın, kraliçem diye yalayacaksın elini yüzünü onun. Biz ona güleceğiz. Neydi o bıyıklı hırbo, türkücü, onu çıkaracaksın. Ona "ağbiycim, sen çok büyük sanatçısın" diyeceksin, "türküde tek isim, öyle değil mi gençler" diyeceksin, biz senin söylediğindeki ince alayı görüp hemen alkışlayarak güleceğiz bıyık altından. Altından sırayla geçen manken kızlar sebebiyle mankenleri savunduğun, sözde savunduğun zaman sana hak verip, yüce gönlüne saygıyla güleceğiz. Sonra o manken kızlardan türemiş şarkıcıları stüdyona konuk ettiğinde, yanlarında oturan ve senin entellektüel yönünü temsil eden profesörlere, sanatçılara falan söz vermediğinde, Esra-Mesra kardeşlere fevvvkalade ciddi yaklaşarak sorular sorup, cevaplarını "aa lütfen, çok güzel bir şey söylüyor gerçekten" diye şakacıktan onayladığında, biz o şakacılığı da havada yakalayıp güleceğiz. Beynimizi dümdüz edercesine gitar kanırttığında, programına rok, illa ki Fransız eğitiminden dolayı rok diye telaffuz ederek, Türkçe rok grupları çıkardığında misal, Mor ve Ötesi gibi "kokokolo emperyalis, biz Fanta severiz" diyenleri, kolejli büyük solcuları davet edip de onları el üstünde tuttuğunda, sanki bir devrim yapmışlar gibi önlerinde saygıyla eğildiğinde falan, biz de onları çok seveceğiz. Amma mesela popçular falan geldiğinde, onlar şarkılarını söylerken sen arkada dalganı geçerken de, biz de en az senin kadar dalga geçeceğiz. Birileri sana lafı soktuğunda, sen "bir saniye bir saniye, nekkadar sulu insan olursam olayım, bu benim medyatik yüzüm. Gerçekte ne kadar eğitimli ve o kadar eğitimliyim ki, dediğinin ne kadar aptalca olduğunun bile farkındayım ben." çektiğinde, "vuaaa, brrravvoo" diye seni alkışlayacağız. Çünkü sen, hem sulu, hem ciddi, hem pop, hem antipop, hem reytingsallamazbaş, hem sallabaşsın. Her türlü zıtlık senin içinde bir arada dururken, yediğin kaba tükürürken senin samimiyetinden ve o an doğru şeyi yaptığından yüzdeyüz emin olmamız lazım bu yüzden.
Sevgili Okan, sen kimsin ULAN? Yanındaki boktan şarkıcı kız Aylin Aslım kim ki, her albümde tip/trip değiştirmiyor mu? O kaç kuruşluk? Rok yapıyor diye insanlara yakıştırdığın "doğuştan farkında/yetenekli/derin" sıfatları kaçta kaç tutuyor? Rok yapanın bir o kadar yapmacık, bir o kadar, bir popstar, hem de en bayağıstar kadar basit olmasına imkan yok mu sanıyorsun? Serdar Ortaç'ınki misali, bu rok gruplarının bir formülü yok mu? Onlar da senelerdir aynı bayık şarkıyı söylemiyorlar mı? Neden bu muhteşem tespitinin alanını genişletip, onları da farketmiyorsun? Neden onların da Serdar Ortaç'la aynı kitleye hitap ettiğini görmüyorsun? Neden onların da en az Serdar Ortaç kadar, ama üstü cilalı basitliklerinin ayırdına varmıyorsun? Biri kanındaki oynaklığı, arabeskliği satıyor; diğeri stüdyoda üstüne gitar bindirilmiş özentiliği satmıyor mu? Sesinde name yapıp, daha fazla insana ulaşmaya kasmıyor mu? Gerektiğinde nostaljik pop şarkıları coverlamıyor mu, her yola gelmiyor mu? Bırak, bi rok allasen.
P.S. Yeşim Salkım senelerdir gözümde süregiden yılanlığına şu hamlesiyle son vermiştir. Yerli Rihannalığını sonsuz destekliyorum.
P.S. Yeşim Salkım senelerdir gözümde süregiden yılanlığına şu hamlesiyle son vermiştir. Yerli Rihannalığını sonsuz destekliyorum.